20. yüzyılın en büyük orkestra şeflerinden biri Arturo Toscanini (1867-1957). 1867'de İtalya'nın Parma şehrinde doğan sanatçının ilk şeflik deneyimi 19 yaşındayken Rio de Janeiro'da gerçekleşir. Toscanini'nin şeflik kariyeri boyunca ilkler çoktur. Leoncavallo'nun Pagliacci, Puccini'nin Tosca, La Fanciulla del West ve Turandot operalarının dünya prömiyerleri, Wagner'in Götterdaemmerung ve Siegfried operalarıyla Tchaikovsky'nin Yevgeni Onyegin ve Debussy'nin Pelléas et Mélisande operalarının İtalya prömiyerleri bu ilkler arasında sayılabilir. 1908-1915 yılları arasında New York Metropolitan Operasının birinci şefidir Toscanini. 1920'de tekrar Milano La Scala Operasına döner ve kurumun tek patronu olur. Yenilediği La Scala orkestrasıyla Kuzey Amerika turnesine çıkar, RCA Victor için ilk |
Faşistlere konser yönetmedi
1931 yılında faşist yönetimi, 1934 yılında da Hitler'i ve onun Yahudilere karşı tutumunu gerekçe göstererek İtalya ve Almanya'da bu yönetimler iktidarda oldukça orkestra yönetmeyeceğini açıklar. 1936-37 yıllarında Filistin'de kurulmakta olan ve adı daha sonra İsrail Filarmoni olacak orkestrayı Tel Aviv, Kudüs ve Hayfa'da yönetir, aynı orkestrayla Kahire ve İskenderiye'ye turne düzenler. 1937'de New York'a döner ve yeni kurulan NBC Senfoni Orkestrasının başına geçer, ölümüne kadar aralıksız yönetir ve RCA Victor firması için çok sayıda kayıt yapar. Toscanini'nin ölümünden önceki son konseri 4 Nisan günü yine NBC Orkestrasıyla olur ve 1 Ocak 1954'te geçirdiği kalp krizinin ardından efsanevi şefin uzun yaşamı 16 Ocak günü son bulur.
Biyografisini kısaca sunduğumuz efsanevi şef Arturo Toscanini'nin bugün yine gündemde olmasının nedeni, hakkında çıkan bir kitap. Toscanini üzerine daha önce iki kitabı yayımlanmış bulunan Harvey Sachs'ın geçtiğimiz ay “Toscanini'nin Mektupları” (The Letters of Toscanini, Knopf, Nisan 2002 ABD; Faber and Faber, Mayıs 2002 Britanya) kitabı piyasaya çıktı. Sachs'ın bundan önceki kitapları; günümüzde sanatçı üzerine yazılmış en iyi biyografi çalışması olduğu kabul edilen “Toscanini”, diğeri de yazarın ünlü şef üzerine kaleme aldığı makalelerini topladığı "Reflections on Toscanini” (Toscanini'den Yansımalar) adlı kitap. Harvey Sachs'ın yayımladığı en son kitabı, mektuplarından hareket ederek maestronun fırtınalı yaşamını pek bilinmeyen noktalarıyla gün yüzüne çıkarmayı hedefliyor. Bu kitabı çok önemli yapan temel unsur, Toscanini'nin yaşamı |
Sevgiliye bin mektup
Toscanini, Enrico Mainardi adındaki ünlü viyolonselistin karısıyla, kendisinden 30 yaş küçük Ada Mainardi ile 1930'larda 7 yıl sürecek büyük bir aşk yaşar. Toscanini'nin o yıllardaki ilham perisidir Mainardi. Büyük aşkına bu süre zarfında bin kadar mektup ve telgraf yollamış. Bakın Mainardi'ye yolladığı bir mektubunda neler yazmış Toscanini: "Yapabileceğimin en iyisini yapmaya çalışıyorum ama başaramıyorum, zaten geçmişte yapamazdım, şimdi de yapamıyorum. Bu yüzden ne senin o tatlı ve övgü dolu sözlerin ne de izleyicinin alkışları ve ne de gazete sütunlarının o abartılı övgüleri... bunların hiçbiri bağrımda sonsuza kadar duracak olan hoşnutsuzluğu ve ıstırabı benden söküp atamaz."
Şu satırda da kendisini yerden yere vuran bir Toscanini var:
"Her zaman öyleydim ve daima öyle kalacağım... Bir zavallı, özgüven yoksunu, yapıttaki bir tempo veya bir renk üzerinde karar veremeyen..."
Toscanini'nin kimi mektuplarından kekremsi bir tat alıyor insan; sanatsal yetersizlik, meslektaşlarıyla, aile fertleriyle ve metresleriyle yaşadığı iletişim bozuklukları hep sözcüklere yansımış. Yazdıklarında repertuarı, tempo seçimleri, birlikte çalıştığı orkestra üyeleri ve opera prodüksiyonları üzerine mücevher değerindeki görüşlerinin yanı sıra örneğin Leopold Stokowski'ye hitaben onun radyodan yayınlanan bir konseri sonrasında kırık bir İngilizce’yle kaleme aldığı ama göndermediği mektubundan şu satırlar da var: "Bu öğleden sonra dinlediğim konserinde Franck'ın Senfoni'sini berbat ettin. Hayatım boyunca böylesine kaba, aşağılık, müzikaliteden yoksun bir icra duymadım; senden bile... İlahi Müzik Sanatı'nın da artık Hitler ve Mussolini gibi bir gangsteri var... İnan bana, seni ya tımarhaneye ya da kodese tıkmalı. Hadi yürü bakalım!..." |
Klasik müzik web sitesi Müzik Magazin için tıklatınız:www.muzikmagazin.net